Malta, yüzyıllardır Akdeniz'in ortasında yer almakta olup, yerleşim yeri olan, önemli doğal zenginlikler ve etkileyici insan eserleri içeren birkaç adadan oluşan bir takımadadır. Antik tarihten itibaren Malta, insanların ve kültürlerin, fikirlerin ve felsefelerin bir kavşağı gibiydi. Anıtlarının bolluğu ve en çok turist çeken yer haline getiren doğal ve kültürel zıtlıkların özel karışımı ile Malta, her ziyaretçiyi etkilemeyi başarmaktadır.

Güneşli kayalar, zümrüt rengi sular, uçsuz bucaksız altın kumsallar ile bir renk ve aroma şöleni, Malta'yı eşsiz duygular sunabilen küçük bir dünyevi cennete dönüştürür. Hospitalier Şövalyeleri emriyle yeniden doğan ada, ziyaretçileri hoşça şaşırtıyor ve kimliğini tarihin ve zamanın ışığında gösteriyor. Ġgantija'da ve Gozo adasının pastoral mağaralarında yüzyıllardır ayakta kalan megalitik anıtlardan, Orta Çağ kalelerine ve heybetli barok mimarinin katedrallerine kadar imkanlar sunuyor. Muhteşem ve gizemli Mdina kentinden, Akdeniz'in mavi sularına yansıyan küçük ve pitoresk kıyı yerleşimlerine kadar, Malta, benzersiz kimliğinin birçok yüzünü ziyaretçilerine sergiliyor.